Kayıtlar

2006 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İstanbul'a Yolculuk...

İki vakte kadar İstanbul. Ben ve sen.. Sen ve ben. Biz. Siz. Onlar. Herkes kendini İstanbul'da bulur İstanbul'da kayıb eder. Kalabalıklar sünger gibi çekin içinize tutun kollarından yanlızlığın ve bırakın sahile. Ayağı topal martı, ona ekmek veren çocuklar ve tuz. Bir olmak bütün olmak mümkün mü bu hengamede? Elbette. Dostlar, dostları üzenler, üzülenler, kırılıp bükülenler her biri ayrı bir topal martı. İstanbul sahil, ben martı, siz martı, iskeledekiler martı. Avlanan, bir kuru ekmek dilenen, balığa fit kalabalıklar. Bir köşeden çıktı. Beklenmeyen yolcu. Deniz, hava, insan, bulut ve ne varsa sana şahit. Dostuma dost. Allaha dost. Sevgiye dost. Susuzluk ve su. Meva Ayse

To be His eternal moment for a split second...

Telling me of a memory in this place of rememberance I sipped my sugarless coffee the morning shift was over for the gulls she told me "Finished?" my answer froze over the drooping eaves "Not yet" the echo grabbin me into a wordless horizon silence and existence never one at a time I always had threes, fours, nines in seemingly unending frequency the day of the Cloud wind from a direction beyond earth how much longer or how many days more can somebody tell me about the pain-- the distance in miles or kilometers bring or else the closeness? when I eloped as in old novellas I realized that realization is only momentary Meva A. 2006

Türkçe’de Mevlana, Farsça’da Hüdavendigar, ve şimdi İngilizce’de Rumi…

Ne kadar güzel şeyler söylerseniz söyleyin yazdıklarınızın güzelliği ancak karşınızdakinin anlama gücüyle sınırlıdır. (Mevlana) Mevlana Celaleddin-i Rumi deyince hepimizin aklına lisede edebiyat derslerinde işlediğimiz Mesneviden seçme şiirler gelir ve elbette Semazenler, Mevleviler ve Mevlana’nın yüzyılları aşan barışa ve sevgiye yolculuğu. Şu anda dünyanın neresine giderseniz gidin biraz şiir okuyan entelektüel bir insanla sohbet ettiğinizde Rumi’nin şiirlerinden haberdar olduğunu görürsünüz. Mevlana geçen senelerde Amerika’da da en çok okunan şair olmayı başardı. 1200lerden 2004e ilginç bir hikayesi var onun şiirlerinin, İslam’ı yaşayışının ve Aşk’ta yok oluşunun. Şimdiye kadar yapılan her araştırmada doğal olarak Mevlana’nın o büyük düşünce sistemi daha doğrusu örnek bir Müslüman olmayı hedefleyen ve bunda da HZ. Muhammed’i örnek alan bir hayatı öğütleyen tasavvuf düşüncesi ilk sıraları almıştır. Fakat Mevlana’nın şairliği ve yüzyıllara meydan okuyan şiirleri hakkında söz pek açı...

Video Oyunları! Şimdi yazarlara yeni bir alan daha var!

Belki uzak gibi görünse de Desperate Housewives gibi dizilerin bile artık video oyunları çıkmış zamanımızda video oyunlarına film yazarları aranıyor. Teknolojinin açtığı bir başka kulvar da bu olsa gerek. Desperate Housewives dizisini oyuna uyarlayan Scott Sanford Tobis video oyunlarının dizi yazarlığından daha bile eğlenceli olabiliceğini vurguluyor. Postmodern dünyanın edebi yansıması olarak düşünebiliceğimiz bu ortam size olayları tek bir yolla değilde bir çok farklı yollarla çözüme ulaştırabilmenin kapılarını açıyor. Mesela Bueno Vista'nın çıkardığı bu yeni oyunda dizideki karakterlerin hepsi var ama oyunun içide bölüm atlamak için çözmeniz gereken bilmecesi dışında her bir hareketiniz sizi diğer oyunculardan farklı bir yönde çözüme ulaştırıyor. Zaten bu da yazarların hep hayal ettiği fakat kağıt ve kalemle başramadıkları bir şey değil miydi? Video oyunları oynamıyorum diyorsanız, bir de yazmayı deneyin! Read Original Text from Writer's Blog: http://www.writerswrite.com/wri...

Osmanlıca-Türkçe Sözlük arayanlara;)

Bence unutmamamız gereken hazinelerimizden biri! İngilizcede bir olguyu üç farklı kelimeyle farklı nüanslar vererek anlatabiliyoruz. Gitgide körelen dilimiz son yıllarda bir sürü yeni yazarın edebiyat dünyamıza katılmasıyla yeniden canlanmaya başladı. Haberler ve diziler hariç elbette! Türkçe tüm zenginliğiyle güzel. Bu kelimeleri unutmayalım. Yeri geldiğinde GRE için amerikalıların bile bilmediği antik kelimeleri öğrenen bir Türk, şuanda konuştuğu dilin köklerini elbette çok kolay öğrenebilir. Nasıl mı? Word-a-day-Her güne bir kelime kampanyası yaparak;) muaccel: acele, peşin. Kelimenin köküne dikkat! mu-accel pek zor olmasa gerek! http://www.ebrulisozluk.net/

How much is too much?

Resim
How much is too much? Have you ever stopped and thought about this? The thin line between the two are blurred as life takes on new paths through your long corridors. Do you think you give to much, you sacrifice too much or do you feel like doing nothing in the face of surrounding rush. Bir zaman gelir olduğun yerde kalıp düşünürsün. Çok mu ileri gittin veya sabır taşın granitleşti mi diye? Arasında ince bir çizgi. Belki fazla belki az. Lalenin içini kararttığı gibi kalbini karartmana gerek yok elbet bu denklem başka bir yerde eşitlenir. And you return to your beginnings if you re lucky enough to keep the journey. Point zero. Which takes in all the numbers you can imagine. Üç yüz milyon sekiz yüz yirmi bin... I answer no to a question that cannot be answered with yes/no. Ok. What can anybody do? Just sue me:)

Translation and Bukhara Pilaf

It was a cold Syracuse day with the grey clouds hovering over the last birds of the summer. I had already translated a book from Turkish. A mezcle of married life, some dunkin donuts coffee and hours of perdition. Maybe in the distant tomorrow, or now at this hour I will be thinking about the words that already left me for good. A translator in practice. I am. Daily doses of retouch. Anddd the end. I am back again my lovely kitchenette. I missed you. Here we have some rice I bought couple of weeks ago. The ingredients: 2 tablespoon butter or just words 2 cups of rice or belief in your work 1 tablespoon pine nut or heart of a little child 2 carrots or real characters add up some cinnamon, red pepper, black pepper, no matter what don't forget the spice. The pot is ready. I add water the life-essence and stir over heat. My eyes ache but it will boil and bring out the best flavor just I have to wait. Sabır patience the trait of my ancestors. It carries. Pregnant to future. Allah creat...

Bir aşk şiiri...

Saadet Su yeşili her yanım, Şiir gibi, şarkı gibi Notasını unuttuğum mutluluk gibi... Sevgim kanatlanıyor göklere Yüzyıllardır defterlerden silinmiş Tatlı ama nazlı Beyaz ama rengarenk Aşkın silinmeyen ahengi Kanatlarının bir hareketiyle benim! Sessizlik sustu, cıvıldıyor kuşlar Sığmayan kalbimin sesidir bu! Taa derinlerimde Basamak basamak çıktığımız yollar Duraklarda verdiğimiz molalar Nefes alış verişimiz Suyun şırıltısı Parmaklarının uçları Ve beni sen yapan herşey Burda, bugün. Sevgililer burda duyuldu Leyla ile Mecnun Ferhat ile Şirin Yazarlar mı bizi de sayfalarında Tarihin sararmış kitabının? Aşkımızın yok son durağı, Ne de mutluluğun anlık bir adı. Onlar ermiş muradına, Biz çıkalım kerevetine. by Meva A.

Istanbul uzaktan güzel...

Istanbul, beautiful from a distance...;)

One of my English poems... Open to comments, Hey Everyone!

Revisited I eat up my days fast and wanting more like Sunflower seeds. I started on august 14th a full moon over the sky and 14th of Şevval according to the moon calendar of my Grand Grand parents. A salty taste on my tongue I am not sure if I dreamt this I have to go back and check to the time when I was a little closer to being carefree and surprised Now flashes of it come and go. The day when Zeynep and me loitered Our backyard with sunflower husks The sun burning up doesn’t matter Nor the crackling of crusts This time my life’s crust between my teeth I came to this franchised cafe To fill myself with French vanilla Now an ordinary taste though exotic once And to think about everything in a row My aspiration, my prayers and endless telephone bills I guess the seeds without husks have no aspect I feel a loss of flavor, an easy victory Without a winner. Meva Ayse © 2005

Syracuse de bir Lahmacun Ziyafeti...

Paylaşıldıkça artan bir tat! Dün akşam çok güzel oldu ama lahmacundan çok beraber olduğumuz için!;) HAMUR: (hazır pizza hamuru da olur) 1/2 kg un1. 5 cup yogurt 3 cup sivi yag (eritilmis tereyagi da olur) 1 kucuk paket kuru maya (Fleischman marka) 2 tatli kasigi tuz1 tatli kasigi seker1/ 4 cup ilik su Kucuk bir kapta ilik suda sekeri cozup mayayi ekleyin. Yaklasik 10 dakika icinde mayanin kabarmasi lazim. Kabarmazsa maya sizlere omur demektir, taze bir paketle deneyin.Mayali sekerli suyu, yagi, tuzu, yogurdu ve unu karistirip usanmadan yogurun. Burasi "bilimden cok sanat." Su gicik oldugum "kulak memesi kivami"ndan biraz daha yumusakca bir hale gelmesi gerekiyor. Benim olcum ele yapismamasi. O hale gelinceye kadar azar azar un eklemeye devam edebilirsiniz. En az 10 dakika yogurun.Ilik ortamda en az 1 saat daha kabarmasini bekleyin. Ben hamuru metal bir kaba koyup 200F'ye isitilip sondurulmus firinda bekletirim genelde. Ustu hafif kurusa da evde soba arkasi olmad...

What I finished reading...and would like to share..

Resim
I have recently read Robert Harris' Pompeii, a brilliant historical novel that passes during the time of the Roman Empire and just before the eruption of the Mount Vesuvius (that famous event that is still remembered with the burnt to death bodies of people found under the centuries old lava deposits in Pompeii, Italy). More than anything it is a great summer read, anyone who liked the movie Gladiator will like this book as well. The author used historical facts and the 78 AD Herculaneum, Pompeii Roman cities. ---The Bottom Line--- It is a retelling of the volcanic eruption of Mt. Vesuvius from the perspective of an ancient aqueduct engineer.It is a carefully researched modern thriller set in August A.D. 79 in Campania. Robert Harris tells the story of corruption, politics, love, Roman superstition, slavery, and engineering, all set against the power of Mt. Vesuvius. CHECK THIS WEBSITE TO SEE THE OUTCOME OF THAT ERUPTION: http://www2.brevard.edu/reynoljh/italy/corpsecasts.htm ı bee...

from an article about the Lady in The Water and Shamalayan's growing ego

"When someone is given total artistic freedom,the result is usually bad." Writers should listen enough. But it is hard to decide how much is enough? That seems to be up to us!!::[0

Yenilgi

Yenilgiyi kabul etmek... Sanırım her "Katılımınız için teşekkür ederiz. Büyük bir elemeden sonra hikayenizin bizim dergimize uygun olmadığına karar verdik." gibi bir mektubu açtığımız da kendimize "Evet! zaten bunu bekliyordum! Olsun yenilgiyi kabul etmeyeceğim dersiniz!" Hehhehehe. Şimdi benim dediğim gibi. Belki yüzüncü red mektubumuda aldım, içim rahat. Reddin Resi pek tatlı olmasa da yıkılmadım ayaktayım.. Ama yazmaya devam etsem mi etmesem mi "To be or not to be!" gibi beynimi çalkalayan bir soru... Muse

Aç Aç Açma

Resim
Açma Tarifi (hani olurya pastanelere özenirseniz süper oluyor tavsiye ederim) Bir de tabi Amerikada pastane bulamadığım için bana süper geldi;) Istanbulumun açmasını, simitini.... Malzemeler: 1 BARDAK SIVI YAĞ 2 BARDAK ILIK SU 1 PAKET YAŞ MAYA (kuru mayada olur, yarım bardak ılık suya koyup kabarmasını bekleyin) 3 KAŞIK TOZ ŞEKER 1 TATLI KAŞIĞI TUZ 1 PAKET KABARTMA TOZU ALDIĞI KADAR UN (yaklaşık 3,5 bardak) 2 YUMURTA SARISI (üzerine sürülecek) Yapılışı:MAYAYI ILIK SUDA AÇIN. DİĞER MALZEMELERİ (yumurta hariç) EKLEYİN VE YOĞURUN. YUMUŞAK VE ELE YAPIŞMAYACAK KIVAMA GELİNCE ÜZERİNİ ÖRTÜP KABARINCAYA KADAR BEKLETİN. KABARAN HAMURDAN PARÇALAR KOPARIP PARMAK UCUYLA MARGARİN ALARAK YOĞURUN. ÇUBUK ŞEKLINI VERİN. SERT BİR YÜZEYDE SAĞ EL YUKARI, SOL EL ASAĞI (farklı yönlere) ÇEVİRİN. UÇLARI BİRLEŞTİRİN. TEPSİYE DİZİN. 2 YUMURTA SARISINI ÜZERLERİNE BOLCA SÜRÜN. 45 DAK. TEPSİDE BEKLETİN. 180° FIRINDA İYİCE KIZARANA DEK PİŞİRİN.

an excerpt from a Necip Fazıl Kısakürek poem

Resim
My soul melted and frozen in a mold Then set upon the soil and named Istanbul. Something in me exhales: air, color, mien, clime; She is the lover who has passed ages and places sublime. Her gilded flowers, her shimmering waters… The moon and the Sun from Istanbul since the beginning of time. Istanbul, my beloved My home, my country. Istanbul. All I can say. Istanbul. My last word. (translated by Muse)

Discover Your Treasures by sharing!

Hi everyone! I am working at home as a writer/translator and want to share my knowledge with you. Here we meet to tell about our latest discoveries! You are free to post your poems, stories, ideas, tips, recipes, anything useful that pops up in your mind! I would be more than glad to share my writings in this place as well! I think rather than forwarding e-mails to each other we have better use this blog as a place to share interesting events and ideas. Coffees are from the house, if only they had discovered cyber-delivery!;)