Masalın Devamı
Bülbül uzaklara kanat açarken atmaca onları seyrettiği ağacın tepesinden havalanıp kitabın bulunduğu yere gelir. İçinden "Bu umduğumdan da kolay oldu!" der ve yırtıcı bir sesle güler. Yüksek çınar ağacının dallarından geniş kanatlarıyla kitabın olduğu yere süzülür. O da ne? Sihirli Kitap yerinde yok. Atmaca bülbülün yanında götüremeyeceği kadar büyük olduğunu bildiği için bu işin içinde bir tuhaflık var diye etrafı aramaya başlar. Gül vadisini baştan başa keskin gözleriyle tarar. Güllere o kadar yakın uçar ki rengarenk sarı, pembe, eflatun ve yavruağzı güller atmacanın kanatları altında titrer. Lakin kitap hiç bir yerde yoktur. "Yer yarıldı içine mi girdi bu şahane kitap!" Güneş doğar, batar ve vadideki güller kışın gelişiyle bir bir karlar altında kapanırlar. Atmaca ise artık kitabı tamamen unutmuştur. Öyle ya "Gözden uzak olan gönülden ırak olur derler" diye düşünür hırsından vazgeçer. Kaf Dağının eteklerini bütün bir kış bülbülün acı nağmeleri inletir. ...