Gazze'nin İntikamı
Şu gördüğün çiğ şehrin üzerinde yayılan
bitkileri, camları, her yanı saran
Gazze annelerinin göz yaşından…
Kan rengi caddeler ve boy boy yol çizgileri
Kara toprak deyip geçme, şu mübarek sene
Kimleri kucakladı kimleri!
Mirası üç beş parça oyuncak olan tazecik masumları
Vasiyyetinde kuzenlerine bırakmıştı bebeklerini
Sahi onlar nerede?
Ardından sahipsiz kaldı pisiler, şehrin köpekleri
Sesini üç beş yıkık minare dahi duyuramadı.
Ta ki kaynadın, yandın, buharın sindi yer yüzüne
Ok atılmış gibi dört yöne, gönüller avladın
İŞTE: Gazze’nin intikamı.
Sessizce yürekleri dirilten o tevekkül
Teyze sen dedin ya Siyer öğrenmeli her kul
O zaman yıldızlar açar güller gibi semada
Siz gömdükçe korkuyu, korkak ve zalimler bîseda
Gökte ışıldar bir zümrüdü Anka nispetiyle aziz şehitler,
Senelerle uyutulan biz ümmet, uyanıştayız ey Gazze!
Ve Gazze’nin intikamı.
Sakın hüzünlenme yıkık evlerinle, kül yutmuş genzinle,
Va’d edilen her şey er ya da geç bulacak adresini
Zalim en acınası, zalim zulmüyle müsemma
Ölümünle doğan kalplerin dirilişi
Biten bir canavarın son serzenişi.
İŞTE: Gazze’nin intikamı.
Yutkundum derinden zevâlde zalimin zulmü
Yitmeden evvel coşar delirir ki yakındır hesap günü
Sabır ve selamet Mümin kulların sermayesi
Bu nem Gazze annelerinin göz yaşı
Sokaklar boyandı kan rengine
Kalbler diriliyor soy kırım yapanlara inat
İslam ile yeşeriyor gönüller tutamadıkları perde
arkasında sessiz ve derinden
İŞTE: Gazze’nin intikamı.
Bu uzun gecelerde dualar semaya yükseliyor
Titriyor kalp, ruh, varlık.
Sahi ya insan olmaya geldik,
Sahi ya zalime dur demeye geldik!
Kıpraşıyor içimizde rikkatli ecdadın tohumları,
Binlerle yıl yapmadı binlerle kilometre karede
Böylesine vahşet! Kalblerde bıraktı giderken hasret!
Susma, hakikati haykır ki duysun beşeriyet
Yaldızlı reklamlar ile saklayamayacakları ihanet!
Sene İkibinyirmiüç.
İŞTE: Gazze’nin intikamı.
Me'va Önyurt
Yorumlar