SeyrüSefer
Bu mekanı neden çok sevdim diye sorardım kendime, Şimdi haberdar oldum siz oradan geçmişsiniz vaktiyle. Saatler ve yollar mı kavuşturacak sizi Sevgiliye, Yoksa dualar, zikirler ve satırların arasındaki feyizler mi? Gözlerimi kapadım, seyreyliyorum içimi Taa derinlerde buluyorum sizi ve sevginizi, Oradan adım adım rabıta ile bir kapı açılıyor, Hasret bir an kayboluyor, tekrar güneş gibi doğmadan evvel. Ahh! Şu İstanbul-Ankara arasındaki rayların bir dili olsa, Ne ağır yolcuları taşıdı onlar... Ama işte birtanesi geçti hissettirmeden, Rabbine teslim, Hani trenlerin tıka basa dolup biletsiz de binildiği günler, Eskişehir'den geçerken ayazdan donardı ayakları iki vagon arasında, Hele İstanbul'un kapısı İzmit'te kalbinin atışı Sanki o götürüyordu devasa demirden yığını. Nasıl ılık ılık kaplıyordu tüm bedenini yaklaşıyor olmak her dakikada sohbetine mürşid-i kamilin. İncitmedi kimseyi, kırmadı yolu, Sildi gönüllerdeki hüznü ve ümitsizliği. Rabbim on...