Kayıtlar

Haziran, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sıfır Noktası

On dördüncü doğum günümdü. Evimizin pütürlü yeşil duvarlarında bir köşede rastladım ona. Gözlerim mühürlendi sanki. O tuhaf akışkan nesnelikten ırak akışa. Ruhumla ilk karşılaşmam. O an ne kadar uzun sürdü. Sanki bir sene, on iki ay, kırk sekiz hafta iç içe doldu o dakika. Hiç beklenmedik bir anda çocukluğa veda ettiğimi hissettim, öteki benin farkına vardığımda. Zamanın çarklarında bir dişli gibi dönüyordum, fakat o hep aynı yerdeydi. Uçuk yeşil duvarın yamuk yumuk gözlerinden bana bakıyordu. Ta derinlerime. Yaratılışımdaki zayıflıklara. Söz verdim, o gün yıllar geçtikçe arada dönüp o noktada tekrar buluşacaktık. O da başını eğip bu teklifimi kabul edercesine onayladı. Bir süre daha kilitli kaldım, o artık yerinde yoktu. Ta ki bir sonraki sene tekrar karşılaşana dek. Ama ben istediğimde değil, o istediği zamanlarda. Umulmadık bir adreste karşıma dikildiği çok olmuştur. Bir an sanki Hızır gibi görünüp yok olur, vehim mi yoksa o muydu diye ardında bir düşünce velvelesi bırakarak. Su...

Uzun bir aradan sonra tekrar LiteraryKahvedeyim.

Resim
Geçenlerde İskender Pala'nın Düşte Kalan kitabını okurken bu dizelere rastladım. Paylaşmadan edemeyeceğim: Zalimlere mehl olmasa matlub-ı İlahi Bir demde yıkar alemi mazlumların ahı Sırrı Paşa (Allah zalimlerin ettiklerine tevbe için mühlet vermemiş olsaydı, mazlumların ahı önünde dünya bir an bile durmaz yıkılırdı. Allah ihmal etmez, imhal eder yani mühlet verir) Belki o zalimlerden bir kaçı fikir değiştirir he ne dersiniz? Rahmeti bol Mevla mazlumları sever, o yüzden kendi ülkesinde istenmeyenlerdenseniz üzülmeyin. Yazılıp çizilenler sizi hiç sıkmasın. Syracuse'de arka bahçemizde dolaşırken gördüğüm devasa kelebeğin resmini sizinle paylaşıyorum. Bu şaheseri gördükten sonra Türkiye'de olan olaylar şaka gibi gelir.